31 Mart 2011 Perşembe

TÜRK DIŞ TİCARET SERMAYE ŞİRKETLERİ

Türkiye'de 19801989 yılları arasında ihracat hamlesinde ilk olarak büyük ölçekli işletmelerden faydalanmak için dış ticaret sermaye şirketleri araç olarak seçilirken, 1990 sonrası yıllarda ihracatta KOBİ’lerden faydalanmak için sektörel dış ticaret modeli araç olarak seçilmiştir. Birinci dönemde amaç büyük ölçekli işletmelerin dışa açılması iken, ikinci dönemde ise KOBİ’lerin dışa açılması olmuştur.

Burada ilk olarak Dış Ticaret Sermaye Şirketleri'ni aktaracağım.




DIŞ TİCARET SERMAYE ŞİRKETLERİ

Ödenmiş sermayeleri en az 2 milyon TL olan ve bir önceki takvim yılında gümrük beyannamesi bazında, FOB tutarı en az 100 milyon ABD doları veya eş değerdeki fiili ihracatı (transit ve bedelsiz ihracat hariç) gerçekleştiren anonim şirketlere, her yılın Ocak ayının son gününe kadar tebliğdeki diğer şartlara uygun olarak başvurmak kaydıyla “Dış Ticaret Sermaye Şirketi (DTSŞ)” statüsü verilmekte veya halihazırda Dış Ticaret Sermaye Şirketi statüsüne haiz firmalar için söz konusu statü yenilenmektedir.

Dış Ticaret Sermaye Şirketlerinin, ihraç ürünlerimizin tanıtılması, çeşitlendirilmesi, pazar paylarının artırılması ve yeni pazarlara girilmesi amacıyla devlet yardımlarından öncelikle yararlandırılmaları sağlanır.

Dış Ticaret Sermaye Şirketleri'nin Gelişimi:

Türkiye'de 24 Ocak 1980 yılında “İhracata Yönelik Kalkınma Stratejisi”nin benimsenmesi ile birlikte teşvik sisteminde de köklü değişiklikler yapılmış ve böylece sistem yeni bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu değişikliklerin bir sonucu olarak, Japonya, Güney Kore, Tayland, Brezilya ve hatta A.B.D."de uygulanan Genel Ticaret Şirketleri modeli, 18/07/1980 tarihli 8/1173 sayılı İhracatçı Sermaye Şirketlerini Teşvik Kararı ile Türkiye'de uygulamaya konulmuştur.

Türkiye’de DTSŞ’ler karma bir yapıya sahiptirler. Önemli bir kısmı yalnızca başkalarının ürettiklerini pazarlamaya çalışan aracı kurumlar niteliğinde olup, kriz döneminde ilk etkilenenler genelde bunlar olmuştur. Özellikle sektörde vergi iadesi ve prim alınması nedeniyle, şirketler arasında dış pazarlarda kıyasıya bir rekabetin başlamasına neden olmuş, bunun sonucunda firmalar ihracat fiyatlarını aşağıya çekerek dış ticaret hadlerinin Türkiye’nin aleyhine dönmesine yol açmıştır. Ülke kaynaklarından sağlanan mali kaynaklardan dolayı DTSŞ sayıları hızla artmıştır. Her ne kadar malı üreten, pazarı bulan KOBİ ihracatçıları da olsa, by-pass denilen sistem sayesinde Uzak Doğu’daki gibi “Dış Ticaret Kaplanları” yaratılmış ama mali kaynaklar kesilince bekleneni verememişlerdir. Toplam sayıları 51 olan DTSŞ`lerin 34`ü İstanbul, 4`ü İzmir, 3`ü Ankara, 3`ü Bursa, 2`si Denizli`de bulunmaktadır. Ayrıca Manisa, Adana, Kayseri, Gaziantep ve Hatay`da da birer firma DTSŞ statüsü taşımaktadır.

Dış Ticaret Sermaye Şirketlerinin son beş yıllık performanslarına bakıldığında, genel ihracatımızın içerisindeki paylarının % 30 seviyelerinde olduğu gözlemlenmektedir.

DTSŞ’lere Sağlanan Avantajlar:

1.Vergi Mevzuatı Açısından

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunun 11/1-c maddesinde düzenlenen ve “tecil-terkin sistemi” olarak adlandırılan uygulamadan, ihraç kayıtlı mal teslim eden imalatçı firmalar yararlanabilmektedirler. 77 Seri no.lu KDV Genel Tebliğinde yapılan düzenleme ile imalatçı olmayan firmaların da DTSŞ’lere ihraç kaydıyla yaptıkları teslimler için “tecil-terkin” uygulamasından yararlandırılmalarına imkân sağlanmaktadır.

Tecil Terkin Sistemi: İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait katma değer vergisi, ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur hükmünden hareketle, ihracat öncesi ön istisna olarak nitelendirilebilecek bir düzenleme yapılmış ve ihraç etmek üzere satın aldıkları mallar için ihracatçıların KDV ödememesi sağlanmıştır. Kısaca tecil terkin sistemi olarak adlandırılan bu uygulamada, imalatçıların ihraç kaydıyla ihracatçılara teslim ettiği mallar için hesapladığı ancak ihracatçıdan tahsil etmediği KDV tecil edilmekte, ihracatın gerçekleşmesi üzerine de terkin edilmektedir.

Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.

Ayrıca ihracattan kaynaklanan KDV iadelerinde 84 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin “Teminat Karşılığı İade” bölümünde DTSŞ’ler için aşağıda açıklanan kolaylıklar sağlanmaktadır:  

  • İhracattan kaynaklanan KDV iadelerinin teminatla nakden alınmak istenmesi durumunda firmaların Maliye Bakanlığınca belirlenen limitin (4000 TL) üzerinde kalan kısmın tamamı kadar teminat göstermesi gerekmektedir. DTSŞ’ler ise haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlediği veya kullandığı konusunda rapor bulunmaması, son beş yıl içinde adlarına tahakkuk eden gelir, kurumlar vergisi ve KDV’lerin ödenmesi, iade hakkı doğuran işlemlerin bulunduğu son beş vergilendirme döneminde hakkında olumlu rapor yazılmış olması halinde %4 teminatla nakden iade alabilmektedirler. 

  • Normal uygulamada 4000 TL’nin altında kalan nakden iade taleplerinde gümrük beyannamesinin veya onaylı fatura ya da özel faturanın teyidi yapılmadan iade yapılmaktadır. DTSŞ’ler ise onaylı veya özel faturaların teyidinden sonra gümrük beyannamelerinin teyidi beklenmeksizin iade talebinde bulunabilirler. 

  • Hakkında Sahte Muhteviyatı İtibarıyla Yanıltıcı Belge (SMIYB) düzenleme raporu bulunan firmaların, raporun vergi dairesine intikal ettiği tarihten sonraki ve bu tarihe kadar henüz sonuçlandırılmamış nakden veya mahsuben iade talepleri 4 kat teminat karşılığında, teminat gösterilmemesi halinde münhasıran vergi incelemesi sonucuna göre yerine getirilir. Firmaların SMIYB düzenleme raporları üzerine yapılan tarhiyatları ödemeleri ya da teminat göstermeleri halinde iade talepleri, indirimli teminat uygulamasından yararlananlarda %100, diğerlerinde %200 teminat karşılığında yerine getirilir. Hakkında SMIYB düzenlediğine dair rapor bulunan DTSŞ’ler ise bu belgelere dayanarak iade aldıkları verginin aynı dönemde iade edilen toplam verginin %4’ünü aşmaması halinde iade talepleri olumlu rapor beklenmeden genel esaslara göre yerine getirilir. 

  • İncelemeye sevk edilmiş olsun olmasın haklarında SMYIB düzenlediğine ilişkin tespit bulunan firmaların nakden veya mahsuben iade talepleri; tespit bulunan dönemler için münhasıran vergi inceleme raporuna göre, diğer dönemler için dört kat teminat karşılığında yerine getirilir. SMYIB düzenlediği tespit edilen DTSŞ’lerin ise bu belgelere dayanarak iadesini talep ettikleri toplam verginin %4’ünü aşmaması ve bu kısma dört kat teminat göstermeleri halinde iade talepleri genel esaslara göre yerine getirilir.

2.Eximbank Kredileri Açısından

DTSŞ’ler ağırlıklı olarak DTŞ Kısa Vadeli TL ve Döviz Kredileri Programından yararlanabilmektedirler. Söz konusu krediler, firmaların ihracat faaliyetleri ile ilgili finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere, belli teminat oranları ile aracı banka olmaksızın Eximbank tarafından doğrudan kullandırılmaktadır.

Adı geçen kredi programları çerçevesinde DTSŞ’lere piyasa faiz hadlerinden daha düşük faiz oranı ile kredi kullandırılmaktadır. Belirtilen kredi programı çerçevesinde, 120, 180 ve 360 gün (döviz kredilerinde) vade seçenekleri sunulmakta ve vade yapısı, risk tutarı ve Eximbank kısa vadeli ihracat kredi sigortası programından yararlanılması durumlarına göre TL kredilerde %11 ile %14.5, döviz kredilerinde ise Libor+0.50 ile Libor+1.00 faiz oranı aralığında kredi kullandırılmaktadır.

DTSŞ’lerde asli teminat oranı, kredi anapara ve faiz tutarının %100’ünden %80’ine indirilmiştir. Bu oran mali yapısı güçlü ve ihracat potansiyeli yüksek DTSŞ’ler için %40’a kadar inebilmektedir.

3.Gümrük Mevzuatı Açısından

Onaylanmış Kişi Statüsü için genel ve özel koşullar değerlendirilirken, DTSŞ’ler için istisnalar getirilmiştir. Buna göre;  

  • 23/12/2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunan 1 Seri No’lu Gümrük Genel Tebliği’nin (Basitleştirilmiş Usul) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, Onaylanmış Kişi Statüsü almak üzere başvuruda bulunan kişiler için belli sayıda kişi istihdam etme şartı aranırken DTSŞ’ler için bu şart aranmamaktadır.
  • Anılan Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca, Onaylanmış Kişi Statüsü Belgesi almak üzere başvuruda bulunan kişiler için imalatçı olma şartı aranırken DTSŞ’ler için bu şart aranmamaktadır. 
  • DTSŞ’ler tarafından yapılan A Sınıfı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi başvurularında, anılan Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen ihracat-ithalat performansının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine dair sorgulama yapılmamaktadır.
  • Onaylanmış Kişi Statü Belgesi almak üzere başvuruda bulunan kişilerin, anılan Tebliğin 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, DTSŞ’ler aracılığıyla yapılan ihracat tutarları da söz konusu kişinin ihracatı olarak değerlendirilmektedir.
  • DTSŞ’ler tarafından Onaylanmış Kişi Statü Belgesi başvurularında, normal olarak ibrazı gereken belgelerden bazılarının ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

4.İhracat Mevzuatı Açısından

İhracat 2005/1 sayılı Tebliğ ile; DTSŞ için, müracaat tarihinden önceki takvim yılında yapmış oldukları ihracatları kadar, dahilde işleme izin belgesi kapsamında gerçekleştirecekleri ithalatlarında, bu ithalattan doğacak olan gümrük vergisi, KDV ve fonlar tutarının % 10 oranında teminat alınması hükme bağlanmıştır. Şayet DTSŞ aynı zamanda Onaylanmış Kişi Statüsünü de haiz ise bu oran %1 olarak uygulanır. Ayrıca DTSŞ’ler İhracata Yönelik Devlet Yardımlarından öncelikli olarak ve daha yüksek destek oranlarında yararlanırlar. 



22 Mart 2011 Salı

Moğolların Efendisi Cengiz Han'ın Oğlu Ögeday Han


Cengiz Han'ın oğlu Ögeday, tahtın varisi olarak iş başına geldiğinde, dünyanın neredeyse yarısına hükmediyordu. Ögeday kardeşleri gibi zalim değil; iyi huylu ve hoşgörülüydü. Kardeşleri savaşlara devam ederken o genelde Karakurum'daki çadırdan sarayında oturur, Han tahtının önünde boyun eğen halkın söylediklerini dinlerdi.


Bir gün Çinli oyuncular, Ögeday'ı eğlendirmek için kukla oynatıyorlardı. Han, kuklaların arasında uzun bıyıklı ve sarıklı bir ihtiyarın at kuyruğunda sürüklendiğini gördü ve Çinlilere bu adamın kimi temsil ettiğini sordu. Oyuncu başı şu cevabı verdi: "Moğol cengaverleri esir Müslümanları arkalarında böyle sürüklerler."
Ögeday oyunu durdurdu ve hizmetçilerine hazinesinde bulunan Çin'in ve İran'ın en pahalı kumaş ve halılarını getirtti. Bunları Çinlilere göstererek, onların yaptıkları malların Batı mallarından çok daha aşağı kalitede olduğunu söyledi. Dedi ki: "Benim memleketimde birçok Çinli esiri olmayan tek bir zengin Müslüman yoktur. Halbuki hiç bir zengin Çinli'nin Müslüman esiri yok! Bilirsiniz ki Cengiz Han, bir Müslüman'ı öldürene kırk altın mükafat verilmesini emretmişti. Fakat bir Çinli'nin hayatının bu değerde olduğuna hükmetmedi. O halde nasıl oluyor da siz Müslümanlarla eğlenmeye cüret edebiliyorsunuz?" Ve oyuncularla kuklalarını sarayından kovdu.

Not: Moğollar'ın Efendisi Cengiz Han kitabından alıntıdır.

8 Mart 2011 Salı

Kadınların Olmadığı Bir Dünya Hayal Edin...

Bugün, "Dünya Kadınlar Günü". Son derece simgesel, içi boş günlerden sadece biri...
Erkek egemen bir dünyada yaşadığımız kabul görmüş bir gerçek, ama bu durum ne kadar doğru onu irdelemek lazım aslında.

Kadınlar, bazı toplumlarda erkeklere biraz eşit, bazı toplumlarda daha eşit, bazı toplumlarda ise insan yerine bile konmadıkları bir konumdalar maalesef. Ben aslında bu tür karşılaştırmalara veya istatistiki verilere dayanarak sosyolojik bir yazı yazmak istemiyorum. Daha farklı; biraz farazi, biraz da yüzleşimsel bir yazı planlıyorum. Peşin söyleyeyim, lütfen kimse yazdıklarımı hakaret veya aşağılama olarak algılamasın. Kesinlikle erkek düşmanı falan değilim, her cinse saygım var. Sadece biraz mizahi düşünceyle bir çark çevirmek istiyorum.

Şöyle başlayalım: Dünyadaki birçok endüstri temelde kadınlar üzerine kuruludur, erkekler de bunlardan nasiplenir. Bunların başlıca örnekleri; giyim, ayakkabı, ev tekstili, kozmetik, beyaz eşya, ev aletleri, mutfak gereçleri...v.b. Aslında birkaç istisna hariç hemen hemen tüm sektörler, dolaylı olarak da olsa, kadınlar üzerine kuruludur. Nasıl mı? Örneğin, otomotiv sektörü.. Evet, erkekler kadınlara göre daha fazla düşkündür arabalara, bu sektörün pazarı daha ziyade erkekleri hedef alır, ancak erkeklerin araba seçimlerindeki başlıca unsur da kadınları etkilemeye çalışmalarıdır. İyi, lüks ve pahalı arabalarla kadınların ilgisini çekmeye çalışır erkekler. Yine başka bir örnek, konut sektörü... Evler ve eşyalar dizayn edilirken yine esasında kadınların beğeni ve tercihleri ön planda tutulur. Çünkü kadınlardır o evlere hayat verecek olanlar. Aslında doğrudan veya dolaylı olarak kadınlar üzerine kurulu olmayan sektör örneği vermek sanırım daha kolay olacaktır. Çünkü neredeyse yok denecek kadar azdır bunlar. İlk akla gelen örnek bilgisayar oyunları olabilir mesela. Bilgisayar oyunlarının hedef kitlesi genel olarak kadınlar değil, erkeklerdir. Hatta erkek çocuklarıdır demek daha doğru olabilir. Belki bunu biraz daha genişletip bilişim teknolojileri genel olarak kadınları hedef almaz da diyebiliriz.

Biyolojik, fiziksel v.s. gerçekleri hesaba katmayarak, şunu bir düşünsenize: Dünyada kadınlar olmasaydı, sadece erkekler yaşasaydı dünya nasıl bir halde olurdu? Şuanki halinden çok farklı olacağı kesin. Ama bence rekabet olmayacağı için hiç gelişmezdi. Hatta muhtemelen devletler bile olmazdı, çünkü iktidar mücadelesine girişmeye gerek duyacakları bir ortam oluşmazdı. Yine büyük ihtimalle futbol gibi oyunlar gelişirdi; hatta bugünkünden bile daha iyi olabilirdi. Hayatta kalmak için avlanıp yemek yerlerdi, sonra hep birlikte oyunlar oynar, kavga eder, yorulunca da uyurlardı. Konuşmak için birkaç kelime yeterli olacağı için, birkaç kelimeden oluşan bir dilleri olurdu. Edebiyat, resim, müzik gibi sanat dalları muhtemelen hiç ortaya bile çıkmazdı. Zamanla barınma, karınlarını doyurma, doğa şartlarından korunma, daha fazla oyun oynama gibi ihtiyaçlarına yönelik teknolojik gelişmeler kaydetseler de bunlar estetikten pek nasip almazdı sanırım. =) 

Evet, fikirleri biraz daha geliştirebiliriz ancak, hafif bir tebessümden başka bir şey istemeyip, kimseyi de kızdırma niyetinde olmadığım için daha fazla zorlamayacağım. Ama bu birkaç ufak örnek bile aslında dünyanın kadınlarla güzel olduğunun, kadınların hayata anlam kattığının, yaşamın odağında olduğunun bir kanıtıdır bence. Tabi ki bunun tam tersini erkekler için düşünmek de mümkündür. Hayat, kadın - erkek arasındaki denge ve eşitlik üzerine kuruludur. Bu dengeyi tutturamadığımız vakit dünyanın düzeninde sapmalar meydana gelmektedir; savaşlar, krizler, kirlilikler, kötülükler ortaya çıkmaktadır. O nedenledir ki, tüm toplumlarda; daha fazla gelişmek, ilerlemek ve refaha ulaşmak için bu denge gözetilmeli, kadınlara gereken önem ve değer verilmelidir. Siyasette, iş dünyasında, sporda, sivil toplumda, eğitimde, bilimde..v.s. her alanda kadınlar daha fazla yer almalı ve denge sağlanmaya çalışılmalıdır. Aslında bunun için özel bir çabayla kadınlara bir şeyler sunmak gerekmemektedir; önlerindeki somut ve soyut engelleri, baskıları kaldırmak yeterli olacaktır. Fırsat yaratılıp, bu denge tutturulduğu vakit, dünya acıların daha az yaşandığı, mutlu, huzurlu ve umutlu, daha çok gelişmiş müşterek bir gezegen olabilecektir.

2 Mart 2011 Çarşamba

Pire İçin Yorgan Yakma #blogumadokunma

İyi bir çalışma ortaya çıkarmak adına hevesli ve henüz yeni bir blogger olarak, Digitürk'ün aldırdığı mahkeme kararı sonucu Türkiye genelinde blogspot internet sitesinin erişime kapatılmasından dolayı üzüntü duyuyor, kararı protesto ediyorum.

Pire için yorgan yakmamalı... Digitürk'ün yayın haklarını gasp eden, korsancılık yapan blog sayfalarını desteklemiyorum, aksine kınıyorum. Ancak, bir veya birkaç blog sayfasının yasaya aykırı davranmasının cezası, bütün siteyi engelleyerek, binlerce blogcuya ve blog okuyucusuna fatura edilmemelidir.

Bizleri mağdur eden bu kararın en kısa sürede uygun şekilde düzeltilmesini istiyor; yasama organındaki vekillerimizden de daha fazla bu şekilde mağduriyet ve yanlış kısıtlamaya maruz kalmamak için internet yasakları konusunda çağımıza uygun bir yasa çıkarmalarını bekliyorum.