8 Mart 2011 Salı

Kadınların Olmadığı Bir Dünya Hayal Edin...

Bugün, "Dünya Kadınlar Günü". Son derece simgesel, içi boş günlerden sadece biri...
Erkek egemen bir dünyada yaşadığımız kabul görmüş bir gerçek, ama bu durum ne kadar doğru onu irdelemek lazım aslında.

Kadınlar, bazı toplumlarda erkeklere biraz eşit, bazı toplumlarda daha eşit, bazı toplumlarda ise insan yerine bile konmadıkları bir konumdalar maalesef. Ben aslında bu tür karşılaştırmalara veya istatistiki verilere dayanarak sosyolojik bir yazı yazmak istemiyorum. Daha farklı; biraz farazi, biraz da yüzleşimsel bir yazı planlıyorum. Peşin söyleyeyim, lütfen kimse yazdıklarımı hakaret veya aşağılama olarak algılamasın. Kesinlikle erkek düşmanı falan değilim, her cinse saygım var. Sadece biraz mizahi düşünceyle bir çark çevirmek istiyorum.

Şöyle başlayalım: Dünyadaki birçok endüstri temelde kadınlar üzerine kuruludur, erkekler de bunlardan nasiplenir. Bunların başlıca örnekleri; giyim, ayakkabı, ev tekstili, kozmetik, beyaz eşya, ev aletleri, mutfak gereçleri...v.b. Aslında birkaç istisna hariç hemen hemen tüm sektörler, dolaylı olarak da olsa, kadınlar üzerine kuruludur. Nasıl mı? Örneğin, otomotiv sektörü.. Evet, erkekler kadınlara göre daha fazla düşkündür arabalara, bu sektörün pazarı daha ziyade erkekleri hedef alır, ancak erkeklerin araba seçimlerindeki başlıca unsur da kadınları etkilemeye çalışmalarıdır. İyi, lüks ve pahalı arabalarla kadınların ilgisini çekmeye çalışır erkekler. Yine başka bir örnek, konut sektörü... Evler ve eşyalar dizayn edilirken yine esasında kadınların beğeni ve tercihleri ön planda tutulur. Çünkü kadınlardır o evlere hayat verecek olanlar. Aslında doğrudan veya dolaylı olarak kadınlar üzerine kurulu olmayan sektör örneği vermek sanırım daha kolay olacaktır. Çünkü neredeyse yok denecek kadar azdır bunlar. İlk akla gelen örnek bilgisayar oyunları olabilir mesela. Bilgisayar oyunlarının hedef kitlesi genel olarak kadınlar değil, erkeklerdir. Hatta erkek çocuklarıdır demek daha doğru olabilir. Belki bunu biraz daha genişletip bilişim teknolojileri genel olarak kadınları hedef almaz da diyebiliriz.

Biyolojik, fiziksel v.s. gerçekleri hesaba katmayarak, şunu bir düşünsenize: Dünyada kadınlar olmasaydı, sadece erkekler yaşasaydı dünya nasıl bir halde olurdu? Şuanki halinden çok farklı olacağı kesin. Ama bence rekabet olmayacağı için hiç gelişmezdi. Hatta muhtemelen devletler bile olmazdı, çünkü iktidar mücadelesine girişmeye gerek duyacakları bir ortam oluşmazdı. Yine büyük ihtimalle futbol gibi oyunlar gelişirdi; hatta bugünkünden bile daha iyi olabilirdi. Hayatta kalmak için avlanıp yemek yerlerdi, sonra hep birlikte oyunlar oynar, kavga eder, yorulunca da uyurlardı. Konuşmak için birkaç kelime yeterli olacağı için, birkaç kelimeden oluşan bir dilleri olurdu. Edebiyat, resim, müzik gibi sanat dalları muhtemelen hiç ortaya bile çıkmazdı. Zamanla barınma, karınlarını doyurma, doğa şartlarından korunma, daha fazla oyun oynama gibi ihtiyaçlarına yönelik teknolojik gelişmeler kaydetseler de bunlar estetikten pek nasip almazdı sanırım. =) 

Evet, fikirleri biraz daha geliştirebiliriz ancak, hafif bir tebessümden başka bir şey istemeyip, kimseyi de kızdırma niyetinde olmadığım için daha fazla zorlamayacağım. Ama bu birkaç ufak örnek bile aslında dünyanın kadınlarla güzel olduğunun, kadınların hayata anlam kattığının, yaşamın odağında olduğunun bir kanıtıdır bence. Tabi ki bunun tam tersini erkekler için düşünmek de mümkündür. Hayat, kadın - erkek arasındaki denge ve eşitlik üzerine kuruludur. Bu dengeyi tutturamadığımız vakit dünyanın düzeninde sapmalar meydana gelmektedir; savaşlar, krizler, kirlilikler, kötülükler ortaya çıkmaktadır. O nedenledir ki, tüm toplumlarda; daha fazla gelişmek, ilerlemek ve refaha ulaşmak için bu denge gözetilmeli, kadınlara gereken önem ve değer verilmelidir. Siyasette, iş dünyasında, sporda, sivil toplumda, eğitimde, bilimde..v.s. her alanda kadınlar daha fazla yer almalı ve denge sağlanmaya çalışılmalıdır. Aslında bunun için özel bir çabayla kadınlara bir şeyler sunmak gerekmemektedir; önlerindeki somut ve soyut engelleri, baskıları kaldırmak yeterli olacaktır. Fırsat yaratılıp, bu denge tutturulduğu vakit, dünya acıların daha az yaşandığı, mutlu, huzurlu ve umutlu, daha çok gelişmiş müşterek bir gezegen olabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder